Anasayfa » Deneme » İstemek Üzerine
Siyah Arka Plan Beyaz Arka Plan
Hayatın sınırı yok elbet; mesela yaşadığımız acılar içinden çıkılmaz gibi görünen dipsiz bir çukur olabilirken, bazı mutluluklar ise arşa uzanan bir yolculuk olabiliyor. Ancak bu sınırsızlık içinde bazı şeyleri daha erken öğrenmiş olmayı isterdim…

Klasikleşmiş olgulardan bahsetmeyeceğim. Bizim yaşlarımıza gelindiğinde “nefes alma, yemek yemek, su içmek, boşaltım” gibi konuların basit seviyede dahi olsa çözülmüş olması gerekiyor elbette… Şaka bir yana sağlıklı bireyin hala kendi fizyolojik isteklerinin önüne geçememesi acizliği kadar acı bir durum daha yok diye düşünüyorum… Burada ki acizliğin tezahürünü herhangi bir akşam haberlerini açıp kendi fizyolojik ihtiyaçlarını herkesin özgürlüğünden üstün gören insan sıfatına bürünmüş şeytanları izlediğiniz zaman klasikleşmiş olgulardan bahsedilmemesi gerektiğini daha net anlayabileceğinizi düşünüyorum. Çünkü bu tip varlıkların ne kendisine, ne etrafına ne de çocuklarına bir faydası yok aksine onları fiziksel olarak öldürmese dahi ki çoğu artık bunu da yapıyor manevi olarak öldürmekle övünen hayvanlar!

Biraz sakinleşip konuya dönersek; mesela, Maslow Bey Amca’nın tablosunda fizyolojik, güvenlik, ait olma gibi ihtiyaçların çözümünün aslında çok çalışmak olduğunu genç yaşlarda öğrenmek isterdim. Elbette geç kalanlardan değilim, ancak tüm bu ihtiyaçların içinde en önemlisi olan sağlıklı metabolizma ekseninde problemler yaşıyorum. Çözümü hayat tarzının değişiminde elbette, eğer son 20 yılın alışkanlıklarından vazgeçebilirsem!

Aynı tablonun saygınlık ve kendini gerçekleştirme noktasında; ne yazık ki coğrafya kaderdir gibi bir deyiş ile burada kendime not bırakıyor olmaktan esef duysam dahi durumun ne yazık ki benim açımdan en mantıklı açıklaması bu diyebilirim. Coğrafya sebep değil tabi ki ancak kişiliğin oluştuğu yılların geçtiği sokaklar, caddeler senin geleceğin üzerinde ister istemez bir etkisi oluyor… Kimileri için büyüdüğü ev buna sebep olurken, kimisi içinse arkadaş ortamları… Pek tabi memleketin her karış toprağı müthiş zenginliklerle dolu ancak özellikle sosyal olarak bastırılmış bir toplumun kendi vatanında esir misali yaşadığı günümüz dünyasında bu zenginlikleri içimize sindirerek yaşayamadığımız da bir gerçek. Evlatlarımızın bu eziklikten kurtulacağı yıllar gelir mi? Emin değilim, ama elimizden geldiğince bu vatanı onlara yaşatmamız gerektiği de aşikar… Yaşatmalıyız ki kendine saygısı olan, hayalleri için çalışan çocuklar yetişsin!

Diğer taraftan; Disiplinin, sürekli gelişimin kıymetini ilk öğrenim görmeye başladığım günlerde öğrenmeyi isterdim mesela… Bizleri eğitenlerin vizyonu ile bugün içinde cebelleşmekte olduğumuz dünya arasındaki farkı gözeterek öğretmenlerimizi eleştirdiğimi bilmenizi isterim. Ama şu benim için çok net; bizi disiplin adı altında cezalandırarak büyüttüğünüz için, bazı kavramları yanlış anlıyor olmamızın en büyük sorumluları sizlersiniz! Neden arkadaşının saçını çektin diyerek dayak yemeseydik de niçin çekilmemesi gerektiğini anlatsaydınız bugün belki de sebep sonuç ilişkisini çok erken yaşta öğrenmiş olarak bulunduğumuzun noktanın çok daha ötesinde olacaktık. Ödevleri ezberlettirip ertesi gün bize muhabbet kuşu muamelesi yapmasaydınız da her gün unutulacak onlarca bilgi yerine bir bilgiyi gerçekten öğretseydiniz belki de sürekli gelişmeyi kavrayıp her gün üzerine biraz daha koyabilecektik. Bizler çok iyi öğrencilerdik de bizi eğitenler mi kötüydü? Asla! Hatta ben olabildiğine kötü bir müfredat öğrencisiydim. Çok zeki ama çalışmıyor denilenlerden… O yüzden eğitimcilerin eğiticisi kimse asıl suçlu o! Asıl suçlu memleketi ileri götürecek müfredatlar ile geleceğini inşa edemeyen bakanlıklar! Kimse kusura bakmasın ama oturdukları koltuklarda memleketin aydınlığı için çalışmayıp kendi bekası için sesini çıkarmayanların bu ülkeyi uçuruma sürükleyebileceğini de çok genç yaşlarda öğrenmek isterdim!

Vizyoner olmayı, hedefler koymayı ve o yolda planlar yapmayı çok daha erken öğrenmek isterdim…

Kitapların gücünü, araştırmanın verdiği hazzı çok daha erken deneyimlemek isterdim…

Matematik, fizik, kimya, bilgi teknolojileri konularında dünya vatandaşı olabilecek seviyede olmayı isterdim mesela…

Eksiklerimi görmeyi ve onları nasıl geliştirmem gerektiğini daha erken öğrenmek isterdim…

Dogmaların belirsizliği yerine bilimin değişmez gerçeklerini çok daha erken yaşlarda öğrenmek isterdim…

Her zaman haklı olamayacağımı, benim gördüğüm dünya ile beni görenlerin dünyasının farklı olabileceğini, her istediğimin olmayacağını…

Daha çok okumayı, yazmayı, anlatmayı…

Kısaca; bugüne kadar öğrenmiş olduğum her şeyi çok daha erken öğrenmeyi isterdim, ve biliyorum bugünden sonra öğreneceklerim için de aynı şeyi düşüneceğim…

İşte tam da bu sebepten;

Bugün ve gelecekteki her gün bir öncekinden daha çok çalışmam gerektiğini daha erken öğrenmiş olmayı isterdim! 

The Bedroom  Vincent van Gogh 1889

Diğer Yazılarım:

Işığın Peşinde

“It is during our darkest moments that we must focus to see the light.” – Aristotle Onassis Kısaca;…
doğum ve ölüm

Demeden…

Güzel insanlar erken gidiyor bu dünyadan… Sevilenler! Bir nefeste her gün sevilmesi gerekenler… Cevabı olmayan garip bir bilmece…