Anasayfa » Gündem » Tek El!
Siyah Arka Plan Beyaz Arka Plan

Toplumu ayrıştıran her türlü düşünceye karşı olmak gereken bir dönemde; insanların birbirini sen osun sen busun diyerek etiketlediği bir ortamın müsebbibi olan mevcut siyasi rejimi zorla kabul etmek durumunda bırakılan, toplumun ezilmekte olan büyük bir çoğunluğunu savunmak ne ayıp ne de muhalif bir eylemdir. Doğru olanı söylemekten geri durmayacağız, ancak yapıcı eleştiri ve tartışmaları etmekten de çekinmeyeceğiz. Karşıt görüşlerde olabiliriz, ancak hepimizin ortak gayesi Türkiye Cumhuriyeti’dir!

Gelecek nesillere miras demokratik bir toplumun yaratılacağı bu günlerde sessiz kalmadan destek olmak millet bilincinin gereğidir. Bu toprakların kurtuluşu yasama, yargı ve yürütmenin birlik içinde ancak birbirini denetlediği güçlü demokratik sistemdir. Laiklik devletin olmazsa olmazı, liyakat güçlü Türkiye’nin anahtarıdır…

Yasaları çıkarma, bu yasaların çalışmasını sağlama ve en nihayetinde bu yasaların yargıya uygunluğunu denetleme görevini tek bir kişiye verdiğimiz zaman son 4 yılda yaşananlar ortadadır.

Devlet kurumlarında işi ehline verme (liyakat) dönemi bitti.

Merkez bankası başkanı ekonomi bilimine ters olduğunu bildiğinden faiz düşürmediği için görevden alındı. Bir gecede! Biri de değil üçü birden…

Tüik başkanları görevden alındı, bakanlar görevden alındı…

Daha nice devlet görevlisi görevlerini layığı ile yapmak istedikleri için görevlerinden alındılar…

Osmanlının dahi yıkılmasına sebep olan düzeni 2018 yılında Evet diyerek bizler getirdik, ve bu düzeni Hayır diyerek gönderecek olanda bizleriz. Ancak kaybedilen sürenin ne yazık ki telafisi olmayacak, ekonomik anlamda düze çıkmamız yıllar alacak ve mevcut iktidarın aklı selim olmayan ekonomik icatları ile halk olarak her gün daha fazla vergi vermek suretiyle borçlanmaya devam edeceğiz. Ta ki seçime kadar…

Seçimi belirleyecek olan ise;

Şimdi İslam’ın savunucusu olduğuna inandığımız mevcut hükümet, ümmet ümmet diyerek Suriye, Pakistan, Afganistan vb. ülkelerden getirdikleri milyonları bulan mülteci probleminin çözümü belirleyecek! Mültecilerden dolayı ülkemiz büyük bir kriz ile karşı karşıya kalacak ve hatta kalmakta… Bu artık net! Çünkü gelen mülteciler ne Türkiye sevdalısı ne de Türkiye’nin erozyona uğramış olsa dahi yasasına saygılı… Hepsi seni bir kaşık suda boğmak için bekliyor. Çünkü sen onlar için kafirsin! Ümmet dediğin insanların yaşadığı hayat ile senin yaşadığın nispeten özgürlükleri olan hayatın arasında dağlar kadar fark var, ve otoriter rejimler aynı mültecileri BAE’de, Suudi’de vb. Arap ülkelerinde şehir merkezlerine bile sokmuyorlar. Çünkü fakir adam şehrin yapısını bozar mantığı ile zulmediyorlar. (*Nereden biliyorsun diye düşünenler olabilir, söyleyeyim… Afganistan dahil bir çok Arap ülkesine gittim ve insanların nasıl bir düzen içinde yaşadıklarını ilk elden görme şansını yakaladım!) İktidar sahipleri ise olaya insani bakıldığına inandırarak kendi halkının yapısını bozmakta tereddüt dahi etmiyor.

Söylenecek söz gerçekten çok… Ancak yılları bulan uykumuzdan uyanmamız lazım… Memleketin ekonomisini ve sosyal yapısını bozanlardan uzak durmamız gerekiyor. Aşırı sağcı, aşırı solculardan uzak durmamız gerekiyor. Radikallerden, terör örgütlerinden, cemaatlerden, dinimizi, kimliğimizi sömürenlerden uzak durmamız gerekiyor.

Barışçı ve uzlaşmacı olmamız gerekiyor. Bin yıllardır Türk topraklarında bir arada yaşadığımız kardeşlerimiz ile sen osun sen busun demeden ortak Türkiye vurgusunu tekrar canlandırmamız gerekiyor. Orta Asya’da yıllardır birlik olamadığımız Türk birliğini kurmamız gerekiyor.

Tek başına aciz ben evinde oturup bunları düşünebiliyorken; mevcut iktidar sahipleri bu ülkeyi nasıl düzlüğe çıkaracağını bilmiyor mu? Bilmemeleri, görmemeleri mümkün mü? Tabi ki değil!

-Peki neden ekonomiyi bu hale getirdiler?

-Neden ülkeyi mülteci cehennemine çevirdiler?

-Neden açlık sınırı altında asgari ücret ile kendi halkının ezilmesine sebep oluyorlar?

-Neden belirli aileleri oligarklar yaratmak için kullanıyorlar?

-Neden muhalefetin araştırma ve yasa önerilerinin tamamını hiç tartışmadan, görüşmeden reddediyorlar?

-Neden son genel seçimde muhalefete oy veren %46,38’lik büyük bir çoğunluğu görmezden geliyorlar?

-Neden bu ülkeyi Araplaştırmak istiyorlar?

-Üretim ve genç nüfusu ile dünyanın en önemli ekonomilerinden biri olabilecekken neden bu insanları yokluğa mecbur ediyorlar?

-Neden özgürlüklerden, adaletten bu kadar çekiniyorlar?

İşte her şeyin farkında olup da bizleri bu hayata mecbur eden bir zihniyet ile ne İslam’ı düzgün yaşayabiliriz ne de gelecek nesillere yaşanacak bir ülke bırakabiliriz.

Torununa, çocuğuna sor; nasıl bir ülkede yaşamak istersin diye… Sana Türkiye demiyorlar artık, hepsi Amerika, Avrupa yolu gözlüyor… Neden? Çünkü o ülkelerde özgürlük, adalet ve devlet kurumları senin ülkenden çok daha ileri seviyede… Ülkene gelen mülteciler dahi senin ülkeni sadece konak olarak kullanıp Avrupa’ya ulaşma derdinde… O yüzden senin ülkeni yanmış, yıkılmış umurunda değil!

Bizim acil olarak kendimize gelmemiz ve insanca yaşamak adına birlik olmamız gerekiyor.

Çünkü başka Türkiye yok ve Türkiye’nin dünyada meydana gelecek olan değişim sürecinde tarafsızlığa ihtiyacı vardır. Aksi taktirde ekonomi bu haldeyken, memleketin tüm şehirlerinde mülteci ve yabancı nüfusu inanılmaz boyutta artmışken ciddi bir istila problemi ile karşılaşmamız işten bile değil.

Lütfen ülkene sahip çık, partine değil!

1 comments
  1. Geri bildirim: Çukur - Ercan Pay.
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Diğer Yazılarım: