Siyah Arka Plan Beyaz Arka Plan

İnsanın akıl sağlığını koruması için, kesesinde birikenleri bir şekilde paylaşıyor olması gerektiğini düşünüyorum. Bu sitenin yayına başlamasındaki en önemli sebep de budur!

Yazılarımın tamamı benim düşüncelerimi içeriyor olup, okuyucuda dünyayı nasıl algıladığım hakkında fikir oluşturması açısından paylaşılmaktadır. (Senin algından bana ne kardeşim diyenler için, buraya tıkla.) Bazı yazıların ise kendimi eğittiğim proaktif bir sürecin çıktıları olarak görülmesi uygun olacaktır, çünkü yegane amacım sürekli gelişim vasıtası ile zamana ayak uydurabilmektir.

Zaman çok hızlı geçiyor, ve zamanın getirdiği yenilikleri anlayıp özümsemek içinse ne yazık ki zamanımız çok kısıtlı o yüzden ilk öğretim almaya başladığımız günlerde salık verilen “Öğrendiklerinizi günü gününe tekrarlayın.” düsturu bu noktada çok önemli… Eğer günlük hayatın içinde kaybolmadan hedeflerimize yürüme isteğini canlı tutmak istiyorsak, yaşadıklarımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Benim için başarının veya başarmaya giden yolun en önemli aracı işte bu düsturdur.

Bu sitenin amacı da tam da bu işte…

Kısa bir tarihçe olarak;

ErcanPay.Com’dan önce ilk internet sitesi denememi 2002 yılında ddlturk ile yapmıştım. Yabancı film, dizi ve belgesellerin paylaşımını yapıyordum. Günlük ziyaretçi sayıları 20.000 civarında seyrediyor ve Google Adsense çek olarak reklam ödemesi yapıyordu. Bunun yanında paylaşılan film, dizi ve belgeseller için gece gündüz İngilizce-Türkçe altyazı çevirileri yapıyordum.

2005 yılı geldiğinde Yepce.Com ile Onedio benzeri bir blog denemesi yaptım. Ekibin tamamı arkadaşlardan oluştuğu için karın tokluğuna çalışıyorlardı. O yüzden herkes işine gücüne bakması gerektiğinden önce ekmek dedik ve siteyi kendi haline bırakıp yok oluşunu izledik. Bugün olsaydı eminim çok iyi yerlerde olurdu, çünkü Yepce’nin de günlük benzersiz ziyaretçi sayıları bir ara 35.000 civarına kadar yükselmişti.

Aynı günlerde Galatasaray taraftarı olarak StaywithusHarry.Com ile Change.Org benzeri bir site kurarak futbolcunun gitmesini engellemeye de çalıştığımız oldu. Toplam benzersiz ziyaretçi sayımız 2.500.000 kişiye ulaşmıştı, hatta bazı yerel taraftar grupları içinde ciddi paylaşımlarımız yapılıyordu.

Tabi bu oluşumların tamamı elimiz boş olduğu dönemlerde yapılmıştı ve ne yazık ki iş hayatına girdikten sonra devamını getiremedim. 2011’den sonra internet girişimlerine ara verdik. (Fikir çoktu, ancak eylem yoktu! mesela Getir’i “Seferi” adı ile biz kurabilecekken Nazım Salur bizden önce harekete geçti.) Şimdilerde tüm internet alışveriş ekosistemini tek bir sit… Neyse fikrim bana kalsın… : )

Özel bi üniversitede güzel bir İngilizce Ekonomi eğitiminden sonra, o dönem Ekonomi alanında yeterli olmadığıma inandığım için memleketimin en önemli kuruluşlarından birinde İhracat Satış Asistanı olarak çalışmaya başladım. Çalıştığım kurum; Türkiye’nin en önemli 250 üreticisi arasındaydı, ve benim için üniversiteden sonra MBA tarzında bir süreç oldu. Bu vesile ile o dönem beraber çalıştığım arkadaşlarıma ve üstlerimi selamlarımı sunarım, değerli zamanlardı.

Afrika bölgesi ile başladığım asistanlık süreci her gün ayrı bir öğrenim süreci ile devam etti. Sonrasında bölge müdürlüğü vasıtası ile; Afrika, Orta Doğu, Orta Asya, Uzak Doğu derken bir çok disiplin, kültür ve özellikle ticaret hususunda derin bilgi sahibi olma şansına eriştim. Ardından Satınalma biriminde önce İthalat Müdürü sonrasında ise Hammadde Satınalma Müdürü olarak görev alma şansına eriştim ve masanın burnundan kıl aldırmayan tarafına da geçtim. Almak zor bir iştir, özellikle bir kurum için alıyorsanız kılı kırk yarmanız gerekir sonunda ise başarısız olduğunuz algısı hep gözünüze sokulur, satmak ise çok daha zordur ancak bir iş insanı kendisine verilen her hangi bir malzemeyi, fikri satabiliyorsa o zaman o insanın sırtı yere gelmez! Bu da burada kendime bir not olarak kalsın…

10 yıllık bu eğitici süreç bana kurum kültürü, ticari bakış açısı, insan yönetimi ve en önemlisi yola beraber çıktığın insanların kıymeti hususunda bilgilerimi tazelememe olanak verecek seviyeye erişmemi sağladı. Ardından; kariyerimin tıkandığı bir noktada ihracat satış alanına dönme şansını yakaladım ve alım işinin vicdani ağırlığından kurtulup satış alanına döndüm. Bugün, Türkiye’de ilk 1000 ihracatçı içinde bulunan özel bir grup şirketinde İhracat Müdürü olarak çalışmalarıma devam ediyorum.

İş güç hayatlarımızda hep ön planda olsa da en önemli gerçekliğin aile olduğunu idrak ettiğinizde asıl hayatınız o zaman başlıyor. Benim ki de öyle oldu, eşimle 18 yaşında tanıştıktan sonra üniversite biter bitmez evlendik. Ardından kızımız hayatımıza büyük bir mutluluk getirdi. Bugün; İstanbul’da büyüklerimizden, kardeşlerimizden ve akrabalarımızdan uzakta bir evin içine gurbette olsak da dopdolu bir hayatı sığdırmaya çalışıyoruz. Sığmadığı günlerde ise gezmeye, yemeye, içmeye, okumaya, öğrenmeye devam ediyoruz. Hep beraber!

ErcanPay.Com bu süreçte hayatın bana öğrettiklerini paylaşacağım bir mecra olarak yayın hayatına devam edecektir, pek tabi paylaşımlarımla üzeceğim insanlar olabilir. Sonuç olarak benim düşüncelerim her ne kadar sadece beni bağlasa da bazen okuyucu kendisi için uygun olmayan düşüncelere önce içsel sonra dışsal tepkiler verebilir. Yapıcı eleştiri ile tartıştığımız ortamlarda; birlikte yol olup doğruyu bulmak tek hedefimdir, bu yolda bu düşünce yapısı ile her türlü tepki bizi geliştirecektir.

Sürekli gelişim ve birliktelik umudu ile…

Hayatıma geldiğiniz için teşekkür ederim, saygılarımla.

Y.Ercan Payidar